Türk-Rus aşkları ve evlilikleri, duygusal ve toplumsal bir konu olmaktan çoktan çıktı, ülkeler arasındaki bağların önemli bir parçası oldu.
Ortak evliliklerin ve ailelerin, devletler arasındaki ilişkilere yansıyacak kadar önemli boyutlara ulaştığını resmî liderlerin demeçleri de ortaya koyuyor
‘Devlet katında’ Türk-Rus evlilikleri
Resmî olarak meselenin önemine değinenlerden biri eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu. 13 Şubat 2009’da, dönemin Rusya Devlet Başkanı ‘in kendi onuruna verdiği yemekte şöyle diyordu:
“Türk halkı da Rus halkını gittikçe daha yakından tanımaktadır. Sayıları her geçen gün artan karma evlilikler ve bu ailelerin çocukları, gelecekte Türk-Rus dostluğunun en sağlam temellerini oluşturacaklardır.”
27 Ocak 2012’de Rus mevkidaşı Sergey Lavrov‘la görüşmesinde, Türkiye’deki bazı Rus kadınlarının yaşadığı sorunlarla ilgili şikâyeti de dinlemek durumunda kalan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şunları dile getiriyordu:
“Türk-Rus evliliklerinin sayısının artması önemli. Ben Rus gelinlerin sayısı artsın istiyorum. Çünkü Rus gelinler, Türk aile yapısına çok uygun. Rus aile kültürü Türk aile kültürüne çok yakın, çok uyumlu. Tabii az da olsa arada anlaşmazlıklar çıkabiliyor, ama genellikle çok uyumlu aileler oluşuyor. Benim eşim kadın doğum doktoru. Onun çok sayıda Rus gelin hastası var. Eşimin gözlemi de Rus gelinlerin Türk ailesi için çok uyumlu olduğu yönünde. Hatta benim danışmanım Gürcan’ın eşi de Rus’tur. Çok güzel bir örnek, çok da mutlular.”
Devletler en üst düzeyde ortak ailelerin önemini vurguluyor. Ama bu konuda kayıtlarını düzenlemek ve paylaşmak bakımından fazla aktif davranmıyor. Evet, istatistik verilerden söz ediyorum.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinden kadınlarla Türkiye vatandaşı erkekler arasındaki tanışmaların, aşkların, evliliklerin sayısı kim bilir kaçı bulmuştur… Ve ayrılıkların… Ve doğan ortak çocukların…
Ne yazık ki bunlarla ilgili güvenilir veriler yok elimizde. Bazıları zaten “veri” olmaya fazla uygun değil (mesela, tanışmaları ve aşkları nasıl sayabilirsiniz?). Ama evlilikler, boşanmalar, doğan çocuklar herhalde devletlerin kayıtlarına giriyor. Giriyor girmesine; ne var ki, aydınlatıcı rakamlar olarak resmî kaynaklardan dışarı pek çıkmıyor.
Çıkan veriler varsa da, son derece yetersiz. Gerçeği öğrenmeye değil, sadece fikir vermeye yetebiliyor.
Örneğin, son yıllarda Moskova’da evlenen yabancı damatlar arasında Türkiye vatandaşı olanların ilk sıralarda, hatta bazen birinci geldiğini biliyoruz. Antalya’da yayımlanan karma evliliklerle ilgili açıklama ve haberlere bakıldığında da Rus gelinlerin liderler arasında yer aldığını görüyoruz.
Moskova’da 2013 yılında 1976 yabancı erkeğin ve 293 yabancı kadının nikahlandığı açıklandı. İlk sırada gelen ülkeler, sırasıyla şunlar: Türkiye, Almanya, Ukrayna...
Antalya Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi ise 2012 yılında, kentte 4576 Türkiye vatandaşının yabancılarla evlilik yaptığını duyurmuştu. En fazla evlilik yapılan ülke vatandaşları arasında 1414 kişi ile Rusya açık ara ön sıradaydı. Onu 590 kişi ile Ukrayna ve 272 kişi ile Moldova izliyordu.
Kaç Rus “gelinimiz” var?
“Türk-Rus aşkları ve evlilikleri” diyerek birkaç kelimeye sığdırmaya çalıştığımız son derece geniş boyutlar taşıyan konumuz birçok ülkeye yayılıyor. Elbette başta Türkiye ve Rusya geliyor; sonra öteki eski Sovyet cumhuriyetleri; hatta “üçüncü” ülkeler…
Medyada Türk-Rus evliliklerinin sayısının 100 bin, 200 bin, hatta daha fazla olduğuna ilişkin iddialara rastlanıyor.
Rusya’daki projeleri daha Sovyetler Birliği zamanında başlayan Enka şirketinin kurucusu ve bir dönem Türk-Rus Toplumsal Forumu Eş başkanı olarak da görev yapmış olan Şarık Tara şöyle diyor:
“Rusya’daki Enka şantiyelerinde 93 bin Türk çalıştı, 10 bini Rus kızlarıyla evlendi. Türkiye’de Rus gelin sayısının 100 bin olduğunu biliyorum.”
Biz biraz ihtiyatlı davranarak “on binlerce” demekten yanayız. Keşke kesin sayıyı bilebilseydik. Aslında net olarak bilemediğimiz o kadar çok sayı var ki…