Kurşunlu Şelalesi’ne gittiğinizde, Perge Antik Kenti’nin 8 kilometre, 15 dakika mesafede bulunduğu da aklınızda olsun. Pamphyli uygarlığının önemli şehirlerinden, Aksu Nehri’nin 4 kilometre yakınındaki geniş bir ovaya kurulmuş olan Perge Antik Kenti, antik dönemden günümüze kalan en iyi korunmuş stadyumlardan birine, Yunan-Roma tipi bir amfi tiyatroya, görkemli bir Hellenistik giriş kapısına sahip. Sırf bu özellikleri için bile UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne girmeyi hak eden ve bunun için Türkiye’nin aday gösterdiği antik kentlerden. Bu bölgeden çıkmış çoğu heykel, Antalya Müzesi’nde görülebiliyor. Müzekart geçerli. Yaz kış kapı açılış 08.00 ama yazın 19.00’da kapanırken kışın 17.00’de kapanıyor.
Antalya’nın Aksu ilçesinde bulunan Perge Antik kenti, Roma kentleri içerisinde planlamaya dayalı kent modeli ile Anadolu’da bulunan en düzenli Antik kenttir.Geçmişi M.Ö. 3 bin yılına dayanan ve Pamfilya bölgesine bir dönem başkentlik yapan Aksu ilçesindeki Perge Antik Kenti yuvarlak kuleleri, ender rastlanan sütunlu caddeleri, stadyum ve tiyatrosu ile olağan üstü bir gizeme sahiptir.
Perge Antik Kenti Ülkemiz ve Antalya İçin Son Derece Önemli Bir Kent
Perge’nin Helenistik Dönem kent kapısının avlusunda 1953 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan yazıtlarda, Perge’nin Pamphylia bölgesine Akhalar’ın geldiği öğrenilmiştir. Bu yazıtlarda kentin efsanevi kurucuları olan Riksos, Labos, Kalkhas, Makhaon, Leonteus, Mimyas ve Maphos adları okunmaktadır.
Yazıtların incelenmesi sonucu Perge’nin yedi efsanevi kurucusundan 5 tanesi Troia savaşlarından sonra Güney Anadolu’da şehirler kurmuş kişilerden olduğu ortaya çıkarılmıştır. 1986 yılında Hattuşaş’da yapılan kazılarda ortaya çıkan Hititçe yazılarda çok önemli bilgilere ulaşılmıştır. Hitit kralı IV. Tuthalia ile Vasal kral Kurunta arasında yapılan antlaşmaya göre Perge’nin Hitit Kralı için önemli bir yere sahip olduğu anlaşılmıştır.
Perge antik kenti Roma Döneminde önem kazanmış olan Eskiçağ limanıdır. Perge limanı da, Batı ve Güney Anadolu’daki Eskiçağ limanlarından bir çoğu gibi kumlarla dolarak işlemez hale gelmiş kent varlık nedeninin önemli bir parçasını yitirmiştir.
Kentin ana bölümü (akropol), dik bir yamaçla çıkılan, üstü düz masamsı bir tepe üzerindedir. Aşağı kent, bu tepenin eteklerinde ve düzlükte gelişmiştir.
Büyük İskender, Perslere karşı yürüyüşte birçok kez Perge’ye uğramıştır. Makedonyalıları barışçı bir biçimde karşılayan yerliler Aspendos ve Side’ye karşı yürüyüşte onlara kılavuzluk yapmışlardır.
MÖ 262-190 yılları arasında Eskiçağ’ın büyük geometri bilginlerinden Apollanios Perge’de yaşadı. Diğer ünlü isim ise MÖ 2’de yaşamış Filozof Varus’tur. Perge’de birçok tanrı ve tanrıçanın tapım görmesine rağmen bunların içinde Artemis’in yeri ayrıdır. Perge kraliçesi olarak bilinen Artemis, kentin baş tanrıçasıdır. Antik dönem yazarları bölgede bir Artemis Tapınağından bahsederler ancak yeri henüz saptanamamıştır. Kentin bir depremle mi, yoksa düşman saldırısıyla mı yıkılmış olduğu kesin olarak bilinmemektedir.
2009 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine kaydedilen Perge Antik kenti 1946 yılından 2012’ye kadar İstanbul Üniversite’si tarafından yürütüldü. 2012’den bu yana çalışmalar TC Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Antalya Müze Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmektedir. Şehirde bulunan önemli yapılar; Tiyatro, Stadyum, Agora, Sütunlu cadde, Helenistik kapı, Güney Hamamı, Hadrianus Takı, Septimius Severus Çeşmesi, Anıtsal Kapı ve Caracalla çeşmesi gibi yapılar bulunur.
